Beynimizin irademiz dışında sürekli yaptığı işlerden biri de tasarım. Bedenimiz ve uzuvlarımızı birer alet gibi kullanmaktan, masanın kısa ayağına anlık çare bulmaya kadar, problem çözmede tasarım yöntemlerini bilinçli veya bilinç dışı kullanırız. Bir ev inşası da yine kendi tarihimiz kadar eski bireysel bir serüven. Her bir bireyin kendi yolculuğunda çetrefilli, macera dolu bir liman ev inşası. Suyun, toprağın, taşın, ağacın doğasını idrak etmek, algılamak en gerekli ilkeler. Malzemelere hükmetmeye alışmadan da, sadece uyum sağlayarak ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz aslında eski olan güncel bir önerme ile ne isterseniz yapmakta özgürsünüz. Sizi kendi evinizi tasarlamaya ve bu konu üzerinde düşünmeye davet ediyoruz.

Ekolojik Mimariye Giriş kurusunda şu konu başlıkları üzerine duracağız:

– Ekoloji, Tasarım ve Doğa ilişkisinin tanımlanması,
– Arazi seçimi ve arazide ev yeri seçimi
– Bitkilerin keşfi, mimarinin çevre ile ilişkisi
– Ev tasarımında temel ihtiyaçlar,
– Şehir alışkanlıklarımız ve ekoloji
– Malzeme seçimi ve alternatifleri
– Göletler, enerji, sera kurulumu.
– Altyapı teknikleri

Düzenleyen ve Tasarlayan – İstanbul Permakültür Kolektifi

Mekan – halka sanat projesi

10 – 11 Mart 2018 – (10 Şubat’ta saat 11:00 – 18:00 ve 11 Şubat’ta saat 11:00 – 17:00 arası)

Katkı payı 400 TL ile 500 TL (KDV dahil) arasında gönlünüzden geçen bir miktar olacaktır.

Kayıt için ipermakulturkolektifi@gmail.com adresine e-posta göndermenizi rica ediyoruz.

MELİH AŞANLI
Tasarımcı, sanatçı, eğitmen, ekolojik tasarım danışmanı, yazar, çiftçi. İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel sanatlar fakültesini bitirdi. Akademi eğitimi, sahne sanatları ve tasarımı çalışmaları, eski eserler ve heykel konularını da içermeye başladı. Tasarım, malzeme ve sanat konuları üzerine eğilerek neredeyse tüm çalışmalarını bu çerçevede toparladı. Öğrencilik döneminden itibaren geleneksel teknikler ile dekorasyon çalışmaları yaptı. Yalı, cami, kilise gibi eski eserlerin restorasyonlarında çalıştı. Çeşitli firma ve kişiler için heykel, mobilya, aksesuar gibi ürünler tasarladı ve üretti. Sanatın parçalara ayrılamayacak ve kategorize edilemeyecek bir bütün olduğuna inanmaktadır. Sanatçının malzeme seçiminde özgür olması gerekliliğine inanır. Sanatçıya göre; kendini ifade etmenin asıl olduğu sanat eyleminde, malzemenin, boya, alfabe, taş veya video olması ve sözü söyleyen kişinin ruh haline göre sürekli değişmesi son derece olağandır. Sınıflara ve zümrelere ayrılmış bir sanat yaşamına inanmaz. Kendi gibi tasarımcı olan Kübra Köprülüoğlu ile evlendi. Birlikte tasarım firması kurup 2010 yılında İstanbul’dan ayrıldılar. Dağlarda, tepelerde gezerken ülkenin dört bir yanındaki yerel mimari tekniklerini araştırıp, fotoğraf arşivi yaparken yıllar geçti. Halen bu arşivciliği devam etmektedir. Yıllardır bahsettiği ekolojik mimari ve doğal yaşam konularının son dönemde popüler olması ile herkes doğada kendi başına ev yapmaya başlaması, yapılan uygulama hataları, teknik bilgi yetersizliği, kaynak kitap problemi gibi sorunlar ve yakın çevresindeki baskılar yüzünden bir blog yazma niyetiyle
kitabının ilk notlarını tutmaya başladı. Üç yıl boyunca okul notlarından şantiye sohbetlerine, danışmanlıklarından, işçiliklerine gerekli gördüğü her bilgiyi topladı. Blog fikri zaman içinde kitaba dönüştü ve Türkiye’deki kapsamlı ilk yerel çalışmayı tamamlamış oldu. Tasarım, yaratıcılık, gelenek, kültür ve ekoloji başlıkları altında çalışmalar sürdürmektedir. Üniversiteler, vakıflar ve kamu kurum ve kuruluşlarında çeşitli, eğitim, konferans ve söyleşilerde yer almaktadır. Kazdağlarında oluşturdukları okul girişiminde, teorik ve uygulamalı arazi eğitimleri düzenlemekte, kaybolan ustalıklar ve sanatlar ile alakalı çalışmalar yapmaktadır. Ailesi ile birlikte kendi kırsalında yeni deneyimler edinerek, yaşamına devam etmektedir.